Dünya’nın manyetik alanındaki jeomanyetik değişimlerle birlikte görülen deprem ve tsunami gibi afetler, yeni bir yapay zeka teknolojisinin yardımıyla önceden belirlenebiliyor.
Tokyo Metropolitan Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, makine öğrenmesi tekniklerini kullanarak jeomanyetik alanlardaki değişimleri tespit edebilen ve böylece yaşanabilecek doğal afetlerin öngörülmesine yardımcı olan bir yapay zeka geliştirdi.
Tokyo Metropolitan Üniversitesi’nde doçentlik görevini sürdüren Kun Okubo, deprem ve tsunami gibi afetlerin jeomanyetik alanlarda fark edilebilir değişimler eşliğinde meydana geldiğini belirtti.
“Depremler için piezo-manyetik etki olarak bilinen ve fay hattı üzerinde çok büyük miktarda bir gerilimin serbest kalmasıyla oluşan durum, jeomanyetik alanlarda yerel değişimlere sebep oluyor. Tsunamiler için ise, deniz suyunun ani ve hızlı hareketleri atmosferik basınç üzerinde dalgalanmalara sebep oluyor. Buysa, iyonosfer üzerinde devamlı olarak değişen bir jeomanyetik alan oluşturuyor.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Araştırma ekibi, insan beynindeki nöronların bağlantılarını örnek alarak son teknoloji bir makine öğrenmesi algoritması geliştirdi. Tarihsel ölçümlerden yüklü miktarda veri ile beslenen bu algoritma, oldukça karışık ve çok katmanlı bir operasyonlar zincirini gerçekleştirerek gerekli analizleri haritalar üzerinden yürütebiliyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: YAPAY ZEKA İLE İNSAN BEYNİNİ BİRLEŞTİREN BİR MATERYAL KEŞFEDİLDİ
2015 yılından bu yana yarım milyondan fazla data noktası kullanılan bu projeyle birlikte araştırmacılar, gözlem noktasındaki manyetik alan hareketliliğini daha önce görülmemiş bir isabetlilikte analiz etmeyi başardı.
Deprem ve tsunami durumlarının her ikisi için de gözlem noktalarının manyetik alan değişimlerinin analizinin yapılması yoluyla bir öngörüde bulunulabiliyor. Bu tarz bir çalışmanın sağladığı şüphesiz en büyük fayda ise hızı; elektromanyetik dalgaların ışık hızında ilerlediği göz önünde bulundurulduğunda jeomanyetik dalgalarda oluşan değişimleri anında gözlemlemek bu yöntemle mümkün oluyor.
DNN sistemlerinin düşük maliyetli oluşunun getirdiği avantaj ile birlikte, yüksek hassasiyete sahip dedektörler ile birleştirildiğinde projenin hasar ve can kaybını minimuma indirebileceği araştırma ekibi tarafından belirtiliyor.
Cevap yazın