Transhümanizm nedir?

transhümanizm nedir

İnsanlar mevcut bulundukları halleriyle birçok yeti ve kavrayışa sahiptir. Duyma, hissetme, görme gibi duyulara sahiptirler. Düşünebilir, kavramlar oluşturabilir ve fikir ortaya atabilirler. Bu fikirleri hayata geçirerek gerçek dünyada tam manada yeniliklere öncü olabilirler. Bu yanı ile insanlar gerçekten de birçok olumlu özelliğe sahip görünürken ne yazık ki insanlar ölümlüdür ve bu yetiler sonsuz ve sınırsız değildirler. Belirli dönemlerde bu yetileri en üst seviyelere kadar kullanmayı başarsak da zamanla zihin ve beden yaşlanır. Bu da yetilerin yeterince iyi kullanılamamasına sebep olabilir. Bunun sonucunda meydana gelen ölüm ise bizler için bir sona işaret eder. İşte bu noktada insanların umutlarından transhümanizm fikri meydana gelir. Peki, nedir bu transhümanizm? Sahiden bahsedildiği kadar peşinden koşulabilir bir amaç mıdır?

Transhümanizm nedir, diye soracak olursak, kabaca transhümanizm geleceğe yönelik bir fikirdir.  İnsanın yaşlanma, ölüm gibi etkinliğinin azalmasını ve bitmesini sağlayan olguları, teknolojinin aracılığı ile ortadan kaldırmayı amaçlar. Bu olgular ortadan kalktığında ise elimizde insanların ölmediği ve herkesin yetkin, entelektüel olduğu bir dünya hayal edilir. Transhümanizm düşüncesi, insanın yetilerinin teknoloji ile daha da geliştirilebileceğine inanır. Bu şekilde insana dışarıdan müdahale edilebilir ve bu müdahale ile “daha iyi” bir kültür meydana getirilebilir. Bu düşünce ile insan düşünce ve sağlık bakımından da en iyi hale getirilir. Transhümanizm bir açıdan bize ölümsüz, sonsuz bir dünya vaat eder.

Transhümanizm ile ilgili çeşitli görüşler mevcuttur. Bunlar elbette olumlu ve olumsuz olmak üzere iki türden görüşlerdir. Bu kesimden olumlu yanı temsil edenlere göre insanlık bu şekilde geliştiğinde sahiden eskisinden daha iyi bir yaşama kavuşacak ve nitelik olarak daha iyi bir konumda olacaktır. Transhümanizm düşüncesi insanın gelişim sürecini bu şekilde devam ettirmesi gerektiğini savunur. Ona göre teknoloji sayesinde yetilerini geliştirmiş ve sınırsız bir hayata ulaşmış insan daha iyidir. Ancak olumsuz görüşler, daha çok transhümanizm meydana geldiğinde ortaya çıkabilecek problemler ile ilgilidir. Bu süreçte akla gelen ilk problem, nüfus problemidir. Herkes sınırsız-sonsuz bir yaşama sahip olursa, dünyada hepimize yetecek kadar yer olmayabilir. Ve bunun yanında kaynak bakımından sınırlı bir dünyada yaşadığımız göz önünde bulundurulursa bazı açılardan eksik kalmamız mümkündür. Buna kısırlık gibi bir çözüm getirildiğinde ise, değişmeyen, doğumun ve ölümün olmadığı bir dünya bize ne denli bir yaşam vaat eder? Akla gelebilecek ikinci bir kaygı ise elbette etik kaygılardır. İnsanlar tamamen sağlıklı ve sonsuz bir yaşama sahip olup, en yüksek yetilerde olduklarında bu onlar için sahiden daha mı iyi olur yoksa bu kez de kendimizi öldürebilmenin yollarını mı aramaya başlarız?

Transhümanizm bu açılardan bakıldığında gelecek ile ilgili hem umut vaat eden hem de endişelere sebep olan bir kültürün hayalini kurar. Bu kültürde ortaya çıkacak olan insanı, elbette post insan olarak adlandırabilmemiz mümkün. Transhümanizmin benimsediği bu post insan görüşü ise gelecek ile ilgili insan tasavvurlarımızdan yalnızca bir tanesi.