Canlı varlıklar söz konusu olduğunda insanlar onlardan önemli bir ölçüde ayrılır. Diğer canlı türlerinden hiçbiri kendileri hakkında ve diğer canlı türleri hakkında araştırmalar ve çalışmalar yapamazken, insan kendi dâhil olmak üzere bütün canlıları merak eder. Ve bu merakı sonucunda araştırmalar yaparak merakını gidermeye çalışır. Canlı varlıklar iki temel ögeden oluşur; bunlardan ilki zihin ikincisi ise bedendir. Zihin ve beden ise birbirinden ayrılmaz ve birbirine bağlı iki önemli öge olarak karşımıza çıkar. İnsanlar nesillerden bu yana çeşitli bilim dalları kurmuş ve bu alanlarda çalışmalar yaparak evrenin sınırlarını ve sırlarını öğrenmeye çalışmışlardır. İşte bu konuda biz yardımcı olan zihin ise nöropsikoloji alanının çalışma konusu olarak karşımıza çıkar.
Nöropsikoloji kavram olarak ele alındığında birçok bilim dalı ve araştırma alanı ilgilidir. Örneğin felsefe, nöroloji, psikiyatri, bilişim gibi alanlar nöropsikoloji ile iç içe bulunur. Özellikle teknolojik gelişmeler, nörobilimin gelişmesine ve haliyle nöropsikoloji çalışmalarının da daha iyi bir hale gelmesine yardımcı olmuştur. Bugün sinir bilim olarak da ele aldığımız bu alanda yapılan çalışmalar, bilgisayarlar üzerindeki animasyonlar sayesinde daha rahat bir şekilde tespit edilerek, daha kolay bir şekilde sonuca ulaşılmasına yardımcı oluyor.
Nörobilim inceleme alanı doğrudan beyin ve davranış arasındadır. Zihin davranışı nasıl etkiler ve düşüncelerdeki bozuklukları davranışlara ne denli yansır gibi sorunlar ile uğraşan nöropsikoloji, beyin ve sinir sistemi arasındaki bağın davranış üzerindeki etkileri söz konusu olduğunda, bazı bozuklukların tedavisi için çalışmalar yürütür. Nörologlar bu bozukluklar altında yatan sorunları inceleyerek, bunları tedavi etmeye çabalar. Nöropsikoloji nedir dediğimizde, kişinin zihinsel işlevlerindeki durumları beyin temelli inceleyen bilim dalıdır, diyebiliriz. Dil-konuşma, motor gelişim, görsel hâkimiyet, muhakeme ve bellek gibi birçok alanda oluşabilecek hasar ya da alışılmadık durumlar nöropsikolojinin çalışma alanında bulunur.
Bilişsel işlev ve davranışların beyinde meydana gelen hangi reaksiyonlardan kaynaklandığını bilmek, herhangi bir sorunda buna karşı bir tedavi bulabilmek açısından önemlidir. Nöropsikoloji bilimi bu sayede çeşitli testeler uygulayarak danışanına yol gösterici tedavi yöntemleri sunabilir. Rehabilitasyon gibi süreçler sayesinde sorun ortadan kaldırılmaya çalışılarak, hastaların daha iyi bir duruma gelmesi amaçlanır.
Yaygın olarak adını duyduğumuz bazı hastalıkların temelinde nöropsikolojik hasarlar bulunur. Örneğin epilepsi bunların arasında yer alır. Beyin hasarı ya da felç gibi durumlar kişilerin hareketlerini tamamen etkileyerek geri dönülmez bazı hastalıklara yol açabilir.
Tüm davranışlar ve gün içindeki işlevsel hareketler, beyindeki sinirlerin birbirleri ile olan bağlantılarının bir sonucudur. Sinirler arasındaki iletişim sorunu ya da sinirlerin görevlerini yerine getirmemeleri sonucunda davranışlarda bozukluk meydana gelebilir. Bu durum kişinin gündelik işlerini yerine getirmesine engel olurken bir yandan da toplum arasında dışlanmasına ve daha farklı psikolojik sorunların içine atılmasına yol açabilir. Nöropsikoloji nörobilimin bir dalı olarak karşımıza çıkar ve deneysel, klinik, bilişsel olarak farklı alanlarda çalışmalar yürütür. Teknolojik imkânların gelişmesi ve araştırmaların çoğalması ile nöropsikoloji ya da herhangi bir Nörobilim dalı bugün geçmişe oranla daha fazla hastalığın temeline inerek hastalar için umut olma yönünde ilerliyor. Bu alanda yapılan çalışmalar sonucunda gelecekte bugün çaresiniz bulmakta zorlandığımız bazı hastalıkları artık tamamen hayatımızdan çıkarmamız mümkün olabilir.
Cevap yazın