Koronavirüste yeni mutasyonlar bulundu

koronavirüs

Son zamanlarda SARS-CoV-2, genel adıyla koronavirüs, üzerinde yapılan çalışmalarda RNA genomunun incelendiği iki yeni çalışma yapıldı. Arizona Eyalet Üniversitesi’nde yürütülen çalışmada hastadan alınan virüs örneğinde büyük bir baz çiftinin silindiği keşfedildi. 

Aralarındaki influenzanın da bulunduğu bazı virüsler çok fazla mutasyona uğrar, bu yüzden mevsimsel grip aşıları her yıl güncellenir. Mevcut COVIS-19 pandemisine nedene olan koronavirüs, nispeten daha stabil özellikte ve daha yavaş mutasyona uğradığı görülüyor. Mutasyonun yavaş olması aşı gelişimiyle uğraşan bilim adamları için çok iyi bir haber olsa da mutasyonun yavaş gerçekleşmesi hiç gerçekleşmeyeceği anlamına gelmiyor.

Journal of Virology’de yayınlanan Arizona Eyalet Üniversitesi’ndeki çalışmada, bir dizi örnekten üç tam uzunlukta SARS-CoV-2 genomu üretildi. Bu genomlardan birinin ORF7a adlı geninde büyük bir silinme görüldü. Araştırmacılar, bu silinmeye özellikle odaklandılar çünkü bu mutasyon, 2003 SARS salgını sırasında ortaya çıkan gen silinmesine oldukça benziyor. Şu anda mutasyonun mevcut koronavirüsü nasıl değiştireceği bilinmese de bu durum endişeyi arttırıyor.

Los Alamos Ulusal Laboratuvarı’nda halen devam eden araştırmada ise, salgın boyunca virüsün mutasyonları izlenmedi ve virüsün Wuhan’da ortaya çıktığı halinden daha bulaşıcı olduğu tespit edildi. Los Alamos Ulusal Laboratuarı’nda üretilen ve bioRxiv’de yer alan ikinci çalışmada, koronavirüs yüzeyinde bulunan S proteini ile ilgili mutasyonları incelemek için analiz hattı oluşturuldu. Virüsün yayılma aşamalarında S proteiniyle ilgili 14 mutasyon bulundu. Ancak bunlardan sadece biri araştırmacıları endişelendiriyor. Araştırma ekibi, bu mutasyonun, virüs Avrupa’ya yayıldığından beri daha baskın olmaya başladığını söylese de mutasyonun oluşmasıyla hastaneye yatışların arttığına dair bir kanıt bulunmuyor. 

Farklı görüşler 

Uzmanlar arasında mutasyonun virüsün yayılma yeteneğini pek etkilemediğini düşünenler de var.

Harvard Üniversitesi Epidemiyoloji doktoru Bill Hanage, “Mutasyonların çoğu Çin’den daha çok yayılma gösteren Avrupa salgınından kaynaklanıyor. Bunun nedeni virüsün daha bulaşıcı olması olabilir ama geç müdahale edilmesi de yayılmanın artmasını sağlamış olabilir.” diyor. 

Genetik materyalleri olan her şey gibi virüsler de daha fazla kopya ürettikçe mutasyona uğrar. İnfluenza’nın yılda %50 mutasyona uğradığını düşünürsek, SARS-CoV-2’nin şimdiye kadar %25’ten az bir orana sahip olacağı düşünülüyor. 

Bu bilgilere ek olarak, virüslerdeki çoğu mutasyon nötrdür. Görünüşte farklı bir sonuç ortaya koymazlar, hatta bazıları virüsün kendisine zarar verir. Nadiren de kendisi için faydalı mutasyonlar ortaya koyabilir. Bakterilerde antibiyotik direnci buna örnek verilebilir. Ama şu anda , SAR6-CoV-2 virüsü için hangi tip mutasyonun gücünü arttıracağı bilinmiyor. 

Halihazırda oldukça bulaşıcı ve tehlikeli bir virüsün mutasyona uğradığı düşünmek inanılmaz derecede sinir bozucu gelse de, bu durum moralinizi bozmasın. Her virüs gibi koronavirüs de mutasyona uğrayacak ama bilim insanları da çalışmalarında ilerlemeye devam edecek. 

Merve Şimşek
1996 yılı Muğla doğumlu. Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki mimarlık eğitimini 2020 yılında tamamladı. Eğitimi sırasında mimari ofislerde gerçekleştirdiği staj çalışmalarına ek olarak Natura ve YAPI dergilerinin editör ekibinde yer aldı. Halen Natura Dergi’nin editörlüğünü yürütüyor. Mimari, sanat, edebiyata ek olarak teknoloji ve bilim konularına ilgi duyuyor. İngilizce ve İspanyolca biliyor.