Carbon Tracker tarafından yapılan araştırmada, COVID-19 salgınının yarattığı talep düşüşü sebebiyle fosil yakıt rezervlerin değerinin üçte iki oranında düşebileceği açıklandı.
Fosil yakıt piyasasında salgının yarattığı krizle petrol, gaz ve kömür talebinde yaşanan ani düşüş endüstrinin beklenenden erken değer kaybetmesine yol açabilir.
İklim değişikliğinin finansal piyasalar üzerindeki etkisini araştıran Londra merkezli kuruluş Carbon Tracker’a göre yaklaşmakta olan fosil yakıt çöküşü, şirketlerin piyasa değerini silebilir. Büyük yakıt şirketlerinin silinmesi ise küresel finansal istikrar için önemli bir tehdit oluşturabilir.
Açıklanan raporda her yıl fosil yakıt talebindeki %2 oranında bir düşüşün petrol, gaz ve kömür şirketlerinin gelecekteki gelirlerinde 25 trilyon dolar civarında bir düşüşe neden olabileceği öngörülüyor.
Uzmanlar, fosil yakıt şirketlerinde gerçekleşecek çöküşün küresel ekonomide şok bir dalga yaratabileceği konusunda uyarıyor. Piyasa değerleri dünya hisse senedi piyasalarının dörtte birini oluşturan bu sektör genel ekonomi için de önemli bir değer taşıyor.
Açıklanan raporda fosil yakıtlara olan talebin azalmasıyla birlikte temiz enerji alternatiflerinin öngörülenden hızlı büyümesi de açıklanıyor. Rapordaki uzmanlar, sürdürülemez olanı sürdürmeye çalışmak yerine yakıt varlıklarının düzenli şekilde planlanması ve küresel ekonomik üzerindeki etkisinin yönetilmesi gerektiğini söylüyor.
Uluslararası Enerji Ajansı da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana enerji talebinde görülen en ciddi düşüş olduğunu belirterek, sürdürülebilir enerji seçenekleri artarken dünyanın petrol, gaz, kömür talebinde olan düşüşün artacağını öngörüyor. Koronavirüs karantinasının ortasında yaklaşık yüzde 10 oranında azalan talep için enerji ekonomistleri krizden olumlu geri dönüşün pek mümkün olmadığını söylüyor.
Fosil yakıt şirketleri ve yatırımcıları, mevcut düşüşe karşı sahte reklamcılık yöntemleri deniyor. Değişim fikrine katı şekilde yaklaşmaları ve eski moda PR ile hayatlarına devam etmeye çalışmaları ise uzmanlar tarafından olumsuz görülüyor.
Geleneksel finans piyasalarında oldukça riskli olan bu sektörde, şirketlerin iskonto oranları, temizlik maliyetleri ve sürdürülebilirlik vergileri gibi önemli alanları göz önünde bulundurmaları gerekiyor.