Karantina günlükleri ,günlerin haftalara dönüştüğü bu dönemde, haftanın günlerini takip etmekte zorlandığınızı fark etmiş olabilirsiniz. Günlük yaşamdaki bu değişikliğin, ruh halimiz ve duygularımız üzerindeki etkisi gün geçtikçe artıyor. Sonuç olarak zaman algımızı da etkileniyor.
Günlük rutinlerimizi, Toronto Üniversitesi Bilişsel Sinirbilim bölümünde Psikoloji Profesörü olan Steve Joordens, zamanın neresinde olduğumuzu hissettiren bir tür ‘çapa’ olarak tanımlamakta. Joordens, CTVNews.ca ile yaptığı bir telefon röportajı sırasında günlük ritüellerimizi için şunları söylüyor: ‘Hayatımızın ritmi gibiler. Bize belirli bir gün içerisinde nerede olduğumuzu söylüyorlar. Öğle yemeği vakti olup olmadığını biliyorsunuz, ama aynı hafta içerisinde Perşembe mi yoksa Cuma mı, biliyorsunuz. Pazartesi veya Salı günlerinden çok daha farklı hissettiriyorlar.’
İçinde bulunduğumuz pandemi durumunda olduğu gibi ritüellerimiz aniden ortadan kalktığında Joordens, insanların gün veya hafta içerisinde nerede oldukları hissini kaybetmelerinin kolay olduğunu söylüyor.
Karantina Günlükleri : Neler yapabiliriz?
Yeni ritüeller üretmek
Sabah alarmıyla zıplayıp trafiğe kalmadan evden çıkmak için hazırlanmak, çocukları okula bırakmak, iş gününe başlamadan önce iş arkadaşlarınızla taze çayın tadını çıkarmak gibi ritüeller şu anda listeden çıkmış olsa da Joordens, yeni ritüeller yaratabileceğimizi söylüyor. Evden çalışamayanlar da dahil olmak üzere, herkesin gün içerisinde belirli görevler belirlememizi öneriyor.
Çeşitlilik yaratmak
Çeşitliliği olan bir rutinin korunmasının insanlar için çok önemli olduğunu belirten Klinik Psikolog ve Klinik Psikoloji Manitoba direktörü Rehman Abdulrehman, karantina yaşamının monotonluğunu kırmak için yeni faaliyetler denememizi öneriyor. Abdulrehman, ‘Burada önemli olan nokta üretken olmamız değil, yeni şeyler denememiz,’ diye ekliyor. ‘Ekşi maya ekmek yapsanız ve gerçek bir bomba olsa bile denemiş olmanız önemli. Bu deneyim yeni olacak ve beyniniz için ilginç gelecek’.
Yaratıcı olmak
Abdulrehman, yaratıcılığın bizi kurtaracağını söylüyor. Sahip olduğumuz sınırlı olanaklarla, tanıdık bir rutinde yaratıcı olarak, yeni şeyler deneyerek, yemek yaparak, insanlarla bağlantı kurmanın veya egzersiz yapmanın yeni yollarını bularak yaratıcı olabileceğimizi belirtiyor.
Vücudumuzu ve zihnimizi rahatlatmayı öğrenmek
Kaygı ve stres, insanların karantinadaki zaman algısını ve nasıl hissettiklerini etkileyebileceğinden Joordens, bu duygularla zihin-beden yaklaşımıyla yüzleşmeyi öneriyor.
Pandemi sırasında insanların kaygılarını yönetmelerine yardımcı olmak için ücretsiz bir çevrimiçi kurs geliştiren Joordens, bireylerin bedenlerine rahat bir duruma nasıl kolayca girebileceklerini öğretmek için rehberli meditasyon yapmayı öneriyor.
Joordens’ın ücretsiz kursuna buradan ulaşabilirsiniz.
Bağlantıyı Koparmamak
Son olarak Joordens, gün içerisinde insanların sosyalleşmeye zaman ayırmaları gerektiğini, aileleriyle ve arkadaşlarıyla bağlantıda kalabilmelerini söylüyor. Bu bağlantıların sürdürülebilir olmasının, pandemi sırasında kaygı ve stresle karşı karşıya kalan insanlara gerçekten yardımcı olduğunu ekliyor.
Cevap yazın